top of page

ANLAŞMALI BOŞANMA

                     Anlaşmalı boşanma, evlilik birliğini sona erdirmenin daha az yıpratıcı bir yoludur. Temelini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. Maddesinde düzenlenen "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" başlıklı hükmün üçüncü fıkrasından alır. Buna göre evliliği en az bir yıl sürmüş çiftler birlikte mahkemeye başvurarak boşanma kararını alabilir.

ANLAŞMALI BOŞANMA ŞARTLARI

1.Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması


Anlaşmalı boşanabilmek için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir. Bu bir yıllık süreç evliliğin başladığı tarihten hesaplanacaktır. Örneğin 01.01.2023 tarihinde evlenilmişse  02.01.2024 tarihinde anlaşmalı boşanmak için şart olan bir yıllık süre dolmuş sayılacaktır.

 

2. Çiftin birlikte başvurması veya bir eşin açtığı boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi


Bir yıl evli kalmış çift boşanmak için birlikte mahkemeye başvurduğunda ya da bir eşin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul ettiğinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Evlilik birliğinin temelinden sarılmış sayılması bir boşanma sebebinin varlığının varlığı sonucunu doğurur.

3. Hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi


Tarafların yalnızca başvuruda bulunmuş olması yeterli olmayıp anlaşmalı boşanma davasına bakacak hakimin tarafları bizzat ve serbestçe mahkemede dinleyip tarafların iradelerini serbestçe açıkladığına kanaat getirmiş olması gereklidir. Bu anlamda boşanma avukatına en çok sorulan soru olan  ' anlaşmalı boşanma davasına tarafların bizzat katılması gerekir mi? ' sorusunun cevabı evettir.

 

4.Tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin kabul ettikleri düzenleme olan 'anlaşmalı boşanma protokolü'nün hakimce uygun bulunması 


Anlaşmalı boşanmanın en önemli sonucu taraflarca kabul edilen anlaşmalı boşanma protokolüdür. Bu protokolün kabulü ile diğer bir deyişle taraflar kendi gelecekleri ile ilgili hakim yerine karar verebilmektedirler. Bu sebeple anlaşmalı boşanma protokolünün uygun bir şekilde hazırlanması çok önemlidir. Taraflar boşanma aşamasının yarattığı psikolojik zorluklar ile mücadele ederken ileride ileri süremeyecekleri bir takım haklarından bu anlaşmalı boşanma protokolü ile feragat etmiş sayılabilirler. Bu yüzden taraflar ister tek başlarına isterlerse birlikte başvuruyor olsun boşanma avukatına başvurmaları her iki taraf için de faydalı olacaktır.

 

ANLAŞMALI BOŞANMAYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

 

BİR TARAFIN AÇTIĞI BOŞANMA DAVASINI DİĞER TARAFIN KABUL ETMESİ İLE DAVANIN ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINA DÖNÜŞEBİLMESİ İÇİN İLK DAVA TÜRK MEDENİ KANUNU 166. MADDESİNDE DÜZENENLEN "EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI" SEBEBİYLE AÇILMIŞ OLMALIDIR

 

"Davacı koca terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, mahkemece ilk celse davalının davayı kabul beyanına dayanılarak Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi, ancak aynı yasanın 166. maddesine dayanılarak açılmış davalarda gerçekleşebilir. Türk Medeni Ka-nunu'nun 166. maddesine dayalı açılmış bir dava olmadığı ve usulüne uygun ıslah da bulunmadığı halde, Türk Medeni Kanunu'nun 184/3, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 95/2. maddelerince davalının davayı kabulünün hukuki sonuç doğurmayacağı gözetilmeden boşanmaya karar verilmesi doğru değildir."

2. Hukuk Dairesi 2008/8710 E., 2009/10983 K.
2. Hukuk Dairesi         2015/2594 E.  ,  2015/19100 K.

TARAFLARIN BOŞANMAK İSTEDİĞİNE DAİR İRADE BEYANLARI AÇIK OLMALIDIR

"Davacı, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi kapsamında dava açmış, davalı ilk celsede açılan davayı kabul ettiğini herhangi bir nafaka ve tazminat talebinin bulunmadığını belirtmiş, ancak hemen akabinde boşanmak istemediğini söylemiştir. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları oluşmamış, dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanan boşanma davasına dönüşmüştür. Davalı kadının nafaka ve tazminat istemediğine dair beyanı anlaşmalı boşanmayı sağlamaya yönelik olup, davanın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi kapsamında çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi bu taleplerden feragat anlamına gelmez. O halde mahkemece, taraf delillerinin Türk Medeni Kanunu 166/1. maddesi uyarınca toplanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir."
2. Hukuk Dairesi         2012/11337 E.  ,  2012/19728 K.

 

EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI SEBEBİYLE ÇEKİŞMELİ OLARAK AÇILMIŞ BOŞANMA DAVASINDA PROTOKOL SUNULARAK DAVANIN ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINA DÖNDÜRÜLMESİ HALİNDE TARAFLARIN YENİDEN DİNLENMESİ GEREKİR

"Dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak açılmış, yargılama devam ederken taraflarca imzalanan protokolün mahkemeye sunulması sonucu, mahkemece; davalı kadının katılmadığı duruşmada, tarafların beyanlarını duruşma arasında mahkeme hakimine bizzat ilettikleri ve duruşmada yeniden dinlenilmelerinin gerekmediği gerekçesiyle, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı öngörülmüştür. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocuklarının durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim, tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde takdiri gerekir. Taraflar boşanma ve mali sonuçları konusunda anlaştıklarını bizzat açıklamadıklarına ve Türk Medeni Kanununun 166/3. madde koşulları oluşmadığına göre tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin 1. ve 2. fıkrası uyarınca delillerin değerlendirilmesi ve sonucu uyarınca boşanma isteği konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeksizin koşulları oluşmadığı halde Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasa hükümlerine aykırıdır."

2. Hukuk Dairesi         2013/12999 E.  ,  2013/18030 K.

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA KUSUR İLKESİNDEN TAMAMEN VAZGEÇİLMİŞ DEĞİLDİR

"Davayı kabul” beyanı, boşanma hukukunda, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesindeki “anlaşmalı boşanma” koşullarıyla birlikte gerçekleşmiş olmadıkça, boşanma kararı verilmesi bakımından bir sonuç doğurmaz ve hakimi bağlamaz (TMK.md.184/3). Türk Medeni Kanunun 166/1-2. maddesi uygulaması bakımından; dava “kusura bağlı bir dava” niteliğindedir. Yürürlükteki Türk Medeni Kanunun 166. maddesi, önceki Türk Kanunu Medenisinin 3444 sayılı Kanunla değiştirilen 134. maddesinin aynen tekrarı niteliğindedir. İlk defa 3444 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, boşanmada kusur ilkesinden uzaklaşılmış ise de; tamamen vazgeçilmiş de değildir. Nitekim, bu husus, Türk Medeni Kanunun 166/2. maddesi metninden de anlaşılabilir. Anılan 166/2. maddedeki “davacının kusuru daha ağır ise” ifadesinden de anlaşılabileceği gibi; bu madde gereğince boşanma kararı verebilmek için, diğer koşullar yanında davalının az da olsa kusurunun belirlenmiş olması gerektiği açıktır. Türk hukukunda, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi bakından; evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede sarsılmasının tamamen davacı tarafın kusuruna dayandığı bir davada; boşanma kararı verilmesine imkan bulunmamaktadır. Aksi kabul, hukukumuzda düzenlenmeyen bir boşanma türünün, yasama organı yerine, yargı organları eliyle kabul edilmesine yol açar ki; böyle bir sonuç hukuk düzeni bakımından kabul edilemez. Diğer yandan; Türk Medeni Kanununun 184/3. maddesindeki, “tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz” şeklindeki hükmü karşısında; boşanma davasında, davanın dayandığı olgulara ilişkin ikrar bile hakimi bağlamayacağı halde; davanın sonuç talebini oluşturan “boşanma talebinin “kabul edilmesinin hakimi bağlayacağını söylemek; mantık kuralıyla da bağdaşmaz. Yukarıda açıklandığı gibi, mahkemenin davayı kabul gerekçesi, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine uygun değildir. Diğer yandan; Dairemizin ilk bozma kararında da belirtildiği gibi, davalının az bile olsa kusuru kanıtlanmamış; Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları da gerçekleşmemiştir. O halde; davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yasaya uygun olmayan gerekçe ile davanın kabul edilip, boşanma kararı verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir."

2. Hukuk Dairesi         2013/2239 E.  ,  2013/4687 K.

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINA SUNULACAK OLAN PROTOKOL BOŞANMANIN MALİ SONUÇLARI İLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİ İÇERMEDEN GEÇERLİ BİR ANLAŞMALI BOŞANMADAN SÖZ EDİLEMEZ

"... Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Taraflar, aralarında düzenledikleri protokolde müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakılmasını ve çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisini kararlaştırdıkları halde, velayet kendisine bırakılmayan eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmasıyla ilgili bir düzenleme yapmamışlardır. Öte yandan davacının maddi ve manevi tazminat haklarıyla ilgili de protokolde herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Bu haliyle protokol, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi çerçevesinde boşanma kararı verilmesine elverişli değildir. Başka bir ifade ile tarafların boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili tam bir anlaşmaları bulunmamaktadır. Böyle bir durumda mahkemece, taraflardan iddia ve savunmaları çerçevesinde delil göstermelerinin istenmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve toplanan delillerin Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır."

2. Hukuk Dairesi         2014/11169 E.  ,  2014/21491 K.

ANLAŞMALI BOŞANMA KARARININ ÜST MAHKEMEYE TAŞINMASI ANLAŞMALI BOŞANMADAN VAZGEÇME NİTELİĞİNDEDİR

"Davacı kadının 12/01/2016 tarihli temyiz dilekçesi, davacının Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı boşanma talebinden vazgeçme niteliğinde olup, davaya çekişmeli olarak Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesine dayalı olarak devam edilmesi isteğini de kapsamaktadır. Bu husus göz önüne alınarak tarafların delillerinin toplanılarak gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir."
2. Hukuk Dairesi         2016/6212 E.  ,  2017/12149 K.

bottom of page