top of page

AĞUSTOS 2023 RESMİ GAZETE BAZI MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

 

KAMULAŞTIRMA BEDELİNE İLİŞKİN GÖRÜLEN DAVALARDA ENFLASYON KARŞISINDA KANUNİ FAİZİN YETERLİ OLMADIĞINA İLİŞKİN KARAR


                Anayasa Mahkemesi'nin 2022/83 E 2023/69 K sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. Maddesinin  "kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir" şeklindeki dokuzuncu fıkrası kanuni faizin yeterli olmadığı, enflasyon nedeniyle uğranılacak zararların da karşılanması gerektiği gerekçesiyle  ANAYASA'nın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. Maddesine, mülkiyet hakkını düzenleyen 35. Maddesine ve kamulaştırmayı düzenleyen 46. Maddesine aykırı bulunmuş ve iptal edilmiştir.

 

 

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA İLİŞKİN MADDENİN ANAYASAYA AYKIRI OLDUĞUNA DAİR KARAR

 

               AYM, 2022/120 E 2023/107 K Kararıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. Maddesinin beşinci fıkrasının Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Kararda önemle üzerinde durulan gerekçe hüküm verilmeden önce sanığa hakkında bir hüküm verilecek olması durumunda geri bırakılmasını isteyip istemediğinin sorulmasının, aynı zamanda istinaf kanun yolundan feragat anlamına geleceği de düşünüldüğünde, sorulan zaman itibarıyla açık bir irade koyulmasına engel olmasıdır. Gerçekten de bu durumda henüz deliller tartışılıp değerlendirilmeden sanığın bir takım hesaplara girmesine ve baskı altında kalmasına yol açmaktadır. Ayrıca yine henüz deliller tartışılmadan konu ile ilgili özellikle kabul kararı veren sanığın masumiyet karinesinin ihlal edildiği de söylenebilecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması teklifinin kabulünün aynı zamanda istinaf yolundan feragat anlamına gelmesi Anayasa'nın 13. Maddesi ile koruma altına alınan temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının ölçülü olması gerekliliğini de gündeme getirmiştir. Kanun yoluna başvuru hakkından feragate ilişkin bir hükmün şeklen var olması yeterli görülmemiş, keyfiliğe izin vermeyecek biçimde belirli ve öngörülebilir olması gerektiğine gerekçede yer verilmiştir. Verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile suç konusu eşyanın müsadere edilmesi de Anayasa'nın 35. Maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmiş ve bu maddeye de aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
             Bu aşamaya kadar sanık lehine değerlendirilen gerekçeler kararın 50. Öncülünden sonra sanık aleyhine değerlendirme yapılmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun bir anlamda cezasızlığa yol açmasının devlet adına hareket eden kamu görevlilerinin işlediği suçlar açısından kabul edilebilir olmadığı ve Anayasa'nın 17. Maddesinde düzenlenen kişi dokunulmazlığının ihlali niteliğinde olduğundan bahsedilmiştir. Bu bağlamda da önceki tarihli 2013/2438 başvuru numaralı  Şenol Gürkan ve 2014/7703 başvuru numaralı Mustafa Rollas kararlarına atıfta bulunmuştur. 
Tüm bu gerekçelerle HAGB'nin iptaline karar verilmiş ancak kararın Resmi Gazete'de yayımlandıktan bir yıl sonra yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır.

 

 

DAVANIN KONUSUZ KALMASININ KİŞİNİN GEREKÇELİ KARAR HAKKININ İHLALİ OLDUĞUNA İLİŞKİN KARAR

 

               2019/106060 başvuru numaralı kararda görevden uzaklaştırma kararına karşı açtığı dava derdest iken görevden uzaklaştırma kararının geri alınması sebebiyle dava hakkında işin esasına girilmeksizin konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin başvurucunun Anayasa'nın 36. Maddesinde yer alan adil yargılanma hakkının bir alt başlığı olan karar hakkının ihlali olduğuna karar verilmiştir.
               Başvurucu kamu görevlisi olarak çalışmakta iken Milli güvenliği tehdit eden örgüt ve yapılarla irtibatlı kamu çalışanları hakkında 2016/4 sayılı başbakanlık genelgesi gerekçe gösterilerek görevinden alınmış, idarenin görevden alma işlemine ilişkin açtığı dava derdest iken emekliliğini istemiştir. Başvurucunun idare mahkemesi nezdinde işlemin iptalini istediği dava derdest iken görevden alma kararı davalı idare tarafından geri alınmıştır. Bu sırada Ankara 12. İdare Mahkemesi dava konusu işlemin somut ve geçerli bir sebebe dayanmaması sebebiyle işlemin iptaline karar vermiş, davalı idarenin istinaf kanun yoluna başvurması ile dava Ankara Bölge İdare Mahkemesi konuyu tekrar değerlendirilerek işlemin geri alınması sebebebiyle davanın konusuz kaldığı ve karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
               Başvurucu  konu ile ilgili bir karar verilmemesinin karar hakkının ihlali olduğunu savunmuştur. Zira başvurucu hakkında verilen ilk görevden alma kararı geri alınmış olsa bile yarattığı olumsuz sonuçlar devam etmektedir. Başvurucu bu kararla emekliliğe ayrılma dilekçesi vermek zorunda kalmış, çevresi ve meslektaşlarına karşı onur ve şerefi de zedelenmiştir. Esasa girilmeksizin karar verilmesine yer olmadığı kararı vermek bir anlamda başvurucunun 'aklanma hakkının' ihlaline sebep olmuştur.
Anayasa Mahkemesi Bayram Ali DEVECİOĞLU, Kürşat Oğuz YAYKAŞLI, Turgay DABAKOĞLU, Süleyman FİLİZ kararlarına atıfta bulunmuş, kamu görevlileri hakkında tesis edilen işlemler hakkında açılan davaların yargılama sırasında herhangi bir sebeple kamu görevlisi sıfatlarının sona ermesi durumunda bile söz konusu işlemle ilgili menfaat bağının kalkmayacağını belirtmiş bu şekilde alınacak yeni bir kararla davacının iptalini istediği işlemle bağını keserek söz konusu işlemin yargı denetimi dışına çıkacağını belirtmiştir. 
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı son derece önemlidir. Kamu görevlisine göre çok güçlü konumda bulunan ve devlet otoritesini kullanan idarenin keyfi uygulamalarının önüne geçilmesi ve bir takım şekli kuralların arkasına sığınarak idari işlemlerin yargı denetimi dışına çıkartılmasının önüne geçilmiştir. 
2/08/2023 tarihli Resmi Gazete

CEZA İNFAZ KURUMLARINDAKİ KALABALIĞIN KÖTÜ MUAMELE YASAĞININ İHLALİ OLDUĞUNA İLİŞKİN KARAR

 

                 2018/32269 başvuru numaralı kararda başvurucu ceza infaz kurumunda kalabalık ortamda tutulduğu gerekçesiyle kötü muamele yasağının, ücretini kendisi ödeyerek süreli yayın satın alma talebinin reddedilmesi ile de ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur. 
Anayasa Mahkemesi başvurucunun süreli yayın satın alma talebinin reddedilmesini açıkça ifade özgürlüğüne aykırı bulmuştur.
Ceza infaz kurumlarındaki kalabalığın kötü muamele yasağına aykırılık teşkil ettiği iddiası da  4 m2'lik kişisel alanın altına düşüldüğünden kabul edilebilir bulunmuştur.
               Resmi Gazete'de 15/08/2023 tarihinde yayınlanan 2019/39068 sayılı AYM kararının ihlalin var olduğu kabul edilen bölümü de ceza infaz kurumlarında kalabalık odada tutulma sebebiyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkindir. 
Son zamanlarda ceza infaz kurumlarının aşırı kalabalıklaşması ülkemizde dikkat çeken bir sorun halini almıştır. Bu soruna ilişkin Avrupa Konseyi'nin İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezayı Önleme Komitesi'nin (CPT) belirlediği standartların dikkate alınması gerekir. CPT standartlarına göre ceza infaz kurumlarında tek kişilik bir oda için 6 m2 yaşam alanı, çok kişilik bir odada ise kişi başı 4 m2 yaşam alanı bulunmalıdır. Bu yaşam alanına tuvalet ve banyolar dahil değildir. (Ayrıntılı bilgi için : Cezaevlerinde Mahkum Başına Düşen Yaşam Alanı: CPT STANDARTLARI)
               Mahkumlar için yeterli yatak olmaması, yetersiz hijyen koşulları, parazit salgını, yetersiz havalandırma, yetersiz ısıtma ve aydınlatma, açık havada egzersiz koşulları, oda dışında çeşitli faaliyet yapma imkanlarının bulunması komitenin raporlarında göz önünde bulundurduğu diğer koşullardır. 
               Aynı konu ile ilgili 'Nelson Mandela Kuralları' olarak anılan 1955 tarihli Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları 2015 yılında tekrar gözden geçirilmiş Avrupa Komitesi ile benzer standartlar getirilmiştir.
Koşulların kötü muamele yasağına aykırılık teşkil edip etmediği belirlenirken olay özelindeki tüm koşullar dikkate alınacak, ihlale ilişkin belirleme buna istinaden yapılacaktır. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin de kararında belirttiği gibi AİHM tek başına kişisel alanın az olmasını ihlalin oluştuğunu söyleyebilmek için yeterli bulmamış ancak 3 m2 altına düşülmesinin ihlalin oluştuğuna dair güçlü bir karine olduğuna ve bu karinenin çürütülmesinin kolay olmayacağına değinmiştir.
15/08/2023 ve 17/08/2023 tarihli Resmi Gazete

BAŞVURUCULARIN DİN ADAMI OLDUKLARI GEREKÇESİYLE KİLİSE VAKFINDAN ÇIKARTILMASININ ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İHLALİ OLDUĞUNA İLİŞKİN KARAR

 

               2019/35842 numaralı başvuruda din adamı oldukları gerekçesiyle kilise vakfından çıkartılan başvurucuların Anayasa'nın 33. Maddesinde yer alan örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmiştir. İlgili maddenin başlığı 'dernek kurma hürriyeti' olsa da  son fıkrasında maddenin vakıflar için de uygulanacağı belirtilmiştir.
15/08/2023 tarihli Resmi Gazete

DOĞRUDAN MÜSADERENİN GEREKLİLİK KOŞULUNU SAĞLAMADIĞI DURUMLARDA HAK İHLALİ OLDUĞUNA İLİŞKİN KARAR

 

                2019/29881 başvuru numaralı başvuruda polis olan başvurucu aile yadigarı olan silahının mülkiyetinin kamuya geçirilmesi sebebiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Anayasa Mahkemesi olayı Anayasa'nın 13. Maddesinde yer alan ölçülülük ilkesinin elverişlilik, gereklilik ve orantılılık şartlarının bulunup bulunmadığına göre incelemiştir. Bu bağlamda devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunan yapı ve oluşumlarla bağlantılı olduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkarılan kişilerle ilgili öngörülen tedbirin milli güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması için elverişli olduğuna dair şüphe bulunmasa da başvurucuya söz konusu silahın başkalarına devir imkanı tanınmaksızın ya da tazminat yolu öngörülmeksizin doğrudan müsadere edilmesinin gereklilik koşulunu sağlamadığını, bu yolun en hafif müdahale teşkil eden araç olmadığına ve kişinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
17/08/2023 tarihli Resmi Gazete

HAKSIZ GÖZALTI NEDENİYLE HÜKMEDİLEN TAZMİNAT MİKTARININ AZ OLDUĞUNA İLİŞKİN KARAR

 

               2020/28007 başvuru numaralı kararda haksız gözaltı nedeniyle hükmedilen 4.000 TL manevi tazminat az bulunarak Anayasa'da güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.

17/08/2023 tarihli Resmi Gazete

KANUNİ SÜRE İLE MAHKEMENİN GÖSTERDİĞİ SÜRENİN ÇELİŞMESİ DURUMUNDA MAHKEMENİN YANILTMAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ GEREĞİ VERİLEN SÜREYE İTİBAR EDİLMESİNE İLİŞKİN KARAR

 

               2019/13123 başvuru numaralı kararı Medeni Yargılama Hukuku açısından önemle dikkate alınması gereken bir karardır. Başvurucu işçi alacaklarına ilişkin açtığı davada gelen bilirkişi raporu üzerine duruşmada ıslah yoluna başvuracağını söylemiş, ıslah dilekçesini sunmak için ilk derece mahkemesince gelecek celseye kadar süre verilmiştir. Karar duruşmasında davalı tarafından ıslah dilekçesinin bir haftalık yasal sürede sunulmadığı ileri sürülmüşse de ilk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi mahkeme tarafından verilen süreye rağmen ıslah dilekçesi sunma süresinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile belirlendiği sürelerin mahkeme kararıyla değiştirilemeyeceği gerekçesiyle kararı bozarak ilk derece mahkemesine göndermiş, ilk derece mahkemesi de bozmaya uymuştur. 
Anayasa Mahkemesi ise bu kararında mahkemelerin yanıltmama yükümlülüğünü gerekçe göstererek Anayasa'nın 36. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
17/08/2023 Tarihli Resmi Gazete

MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ

Taşınmaz Ticareti hakkında değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte getirilen yenilikler

Başkalarına ait taşınmazların satışına elektronik ortam sağlayan sitelere üye olurken ya da ilanı yayımlamadan önce kişilerin Tc kimlik numaraları ile isim soyismini telefon ile birlikte doğrulama zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca ilanı veren üyenin de taşınmaz sahibinin birinci veya ikinci derece kan hısmı ya da eşi olması veya taşınmaz sahibi tarafından yetkilendirildiğinin yayımdan önce doğrulanmasını şart koşmuştur. Piyasa yapısını bozacak ve tüketiciyi yanıltacak ilanların önlenmesi için de denetim yükümlülüğü getirilmiştir. 

31/08/2023 Tarihli Resmi Gazete

KURUL KARARLARI

 

  • 2 milyar tl kuruluş sermayeli Colendi Bank A.Ş  adında bir dijital mevduat bankasının kuruluşuna izin verildi.

  • 300 milyon ABD doları muadili Tl sermayeli Enpara Bank A.Ş unvanlı mevduat bankası kurulmasına izin verildi.

  • Hedef Yatırım Bankası A.Ş'ye faaliyet izni verildi.

3/08/2023 tarihli resmi gazete
       

bottom of page