top of page

HAYATA KAST, PEK KÖTÜ YA DA ONUR KIRICI MUAMELE SEBEBİYLE BOŞANMA
TMK MADDE 162

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış; Türk Medeni Kanunu'nda sınırlı sayıda sayılmış özel ve mutlak boşanma sebeplerinden bir tanesidir. Bu nedene dayanarak açılan boşanma davasında "hayata kast" niteliği taşıyan fiilin ciddi nitelikte olması gerekir. Pek kötü veya onur kırıcı davranıştan kast edilen de her türlü kötü ve onur kırıcı davranış değil, ağır derecede kötü ve onur kırıcı davranıştır.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma Türk Medeni Kanunu'nun 162. Maddesinde düzenlenmiştir. Madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere bu sebebin varlığı somut ve varlığı herkes için geçerli bir olguya değil, subjektif bir değerlendirmeye dayanmaktadır. Bu yüzden hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açılacaksa güncel Yargıtay kararları eşliğinde konunun uzmanı bir hukukçu tarafından boşanma dilekçesi hazırlanmalıdır.

Değerlendirmenin subjektif bir görüşle karara bağlanacak olmasından dolayı, bu sebeplerin var olduğu düşünülse bile TMK m 162 sebebi yerine TMK 166 'da düzenlenen "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebiyle veyahut bu sebepler terditli olarak ileri sürülerek davanın açılmasında fayda olabilir.

 

Davaya hakkı olan eş, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebeplerinden birinin varlığını öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde ve her halde bu sebebin doğumundan itibaren 5 yıl içinde bu davayı açmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir ve hakim tarafından re'sen dikkate alınır. Bu yüzden bu sürelere itibar etmek çok önemlidir. Her ne kadar madde metni bu şekilde düzenlenmişse de hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi zinadan farklı olarak genellikle  davaya hakkı olan eşin varlığında gerçekleştiğinden bu sürenin başlangıcını fiilin işlendiği tarih olarak dikkate almak gerekir.

 

TMK m 162 sebebiyle boşanma davası açabilmek için davaya hakkı olan eşin bu fiili affetmemiş ve hoşgörü göstermemiş olması gerekir. Başka bir deyişle ve kanun maddesinde de açık ve sert bir biçimde ifade edildiği gibi "Affeden tarafın dava hakkı yoktur".


HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMAYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

EŞE KARŞI FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAMAK ONUR KIRICI DAVRANIŞ NİTELİĞİNDEDİR

"Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin, ilk derece mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarından olan eşine karşı fiziksel şiddet uygulama vakıası onur kırıcı davranış niteliğindedir. O halde, Türk Medeni Kanunu’nun 162’inci maddesinde yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak davacı kadının davasının TMK m.162 yönünden de kabulü gerekirken, reddi doğru bulunmamıştır."
2. Hukuk Dairesi         2022/594 E.  ,  2022/3186 K.

"Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı erkeğin, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkeğin eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve ... davranış niteliğindedir. O halde, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadının davasının kabulü gerekirken reddi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir."
2. Hukuk Dairesi         2021/9923 E.  ,  2022/492 K.

"Davalı-davacı kadın, Türk Medeni Kanunu 'nun 162. maddesinde yer alan "Pek kötü muamele" ve "onur kırıcı davranış" sebebine dayanarak boşanma davası açmış; dava reddedilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin eşine birkaç defa fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Davacı-davalının eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış niteliğinde olup Türk Medeni Kanunu' nun 162. maddesi uyarınca davanın kabulü gerekmektedir."
2. Hukuk Dairesi         2022/2841 E.  ,  2022/4456 K.

"Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin eşine birkaç defa fiziksel şiddet uyguladığı ve fiziksel şiddet nedeniyle kadının kulak arkasında yırtılma oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacı-davalının eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış niteliğinde olup Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi uyarınca davanın kabulü gerekmektedir. "
2. Hukuk Dairesi         2019/8705 E.  ,  2020/415 K.

"Hükmün gerekçesinde "davacı kadının ve çocukların sürekli olarak fiziki şiddet gördüğü, davalının kızına ve eşine sürekli küfrettiği" sabit kabul edilmiş, toplanan delillerden şiddetin sürekli olduğu, davalının eşine her kızdığında bir şeyler fırlattığı, eşyaları kırdığı, arabasını yakmaya kalktığı, eşi ve kızına sürekli sinkaflı küfür ettiği anlaşılmıştır. Süreklilik gösteren fiziki şiddet "pek fena muamele" oluşturur. Bu durumda kadının davası bakımından, Türk Medeni Kanununun 162. maddesinde yer alan boşanma sebebi oluşmuştur. O halde, kadının boşanma davasının kabulü gerekirken, reddine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır."
2. Hukuk Dairesi         2015/13666 E.  ,  2016/4293 K.

ŞİDDETE KONU CEZA DAVASINDA ŞİKAYETTEN VAZGEÇİLMESİ BOŞANMA SEBEBİNE KONU EYLEMİN AFFEDİLDİĞİ ANLAMINI TAŞIMAZ


"Mahkemece kararın gerekçesine konu edilen, kadının ceza davasında şikayetten vazgeçmesi erkeği eczadan kurtarmaya yönelik olup, erkeği affettiği anlamına gelmediği gibi affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle ispatı lazımdır. Kaldı ki, davalı tarafın 31.05.2015 tarihli fiziksel şiddet eyleminden sonra affa ilişkin somut delillerle desteklenmeyen iddiası affın kabulü için de yeterli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı erkeğin, davacı eşine 31.05.2015 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ceza dosyasındaki fiziksel şiddete dair raporunda belirtildiği üzere de, erkeğin kadının saçlarını kopardığının anlaşıldığı, bu haliyle davalı erkeğin, davacı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun (TMK m. 162) kabulü zorunlu hale gelmiştir. Öyleyse, Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı olarak açılan iş bu davanın kabulü gerekirken, reddi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir."
2. Hukuk Dairesi         2018/1054 E.  ,  2018/2622 K.

 

AFFEDİLEN VEYA HOŞGÖRÜ İLE KARŞILANAN OLAYLAR TARAFLARA KUSUR OLARAK YÜKLENEMEZ

"Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin başka bir kadınla duygusal içerikte mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlar sergilediği, eşine karşı ilgisiz davrandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği ve ''sen ne işe yararsın diyerek'' eşini aşağıladığı anlaşılmaktadır. Davalı erkeğe kusur olarak yüklenen eşine yönelik fiziksel şiddet fiilinin 2012 yılı Mayıs ayında gerçekleştiği ve sonrasında evlilik birliğinin uzunca bir süre daha devam ettiği anlaşılmakta olup, kadının bu olayı affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilmelidir. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Bu duruma göre davalı erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışları pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli değildir. Davacı kadının açtığı davada Türk Medeni Kanununun 162. maddesi koşulları oluşmadığı halde, kadının Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir."
2. Hukuk Dairesi         2015/14215 E.  ,  2016/4389 K.
 

Avukat Deniz KURTAY ERDOĞAN

bottom of page